Sorunu sor hemen cevaplansın.
Betimleme Paragrafı Nedir
Betimleme, “tasvir etmek” anlamındadır. Tasvir etmek ise “anlattıklarımızı zihnimizde gözle görür gibi canlandırmak” demektir. Bu yüzden bir eşyanın, bir olayın geçtiği yeri, yani manzarayı ya da olay kahramanlarını okuyucunun gözünde canlandırmak, betimleme paragraflarıyla yapılır. Roman, hikaye ve tiyatro gibi türlerde kahramanların canlandırılması, yaşadıkları çevrenin tanıtımı için betimleme kaçınılmaz olmaktadır. Betimleme bir bakıma kahramanların ve görünen çevrenin sözcüklerle resmini yapmaktır.
Örnek 1: “Çağlayan sesleri ile gönül oyalayıp, renklerine resimlerine doyamadığımız bu şeyin adına ‘tabiat’ diyoruz. Burada tabiatın her türlüsü var: Lübnan çamları yetişen yaylaları ile dağ ve orman tabiatı, denize yukardan bakan ve çağlayan döken, sonra uzaklarda alçala alçala geniş ve derin bir kumsalda eriyen yalısı ile eşsiz bir kıyılar tabiatı, sağa döndüğümüzde gözlerinizi görünmez çizgileri ile dinlendiren, sola baktığımızda hayalinizi enginler rüyası içinde sallayan deniz tabiatı, iki taraça ile Toros eteklerine doğru geniş, düz aylık ve seyranlık ova tabiatı, hepsi, her çeşidi var. İsviçre’deki dağ karşınızda, Riviera’daki kıyılar önünüzde, Macaristan’daki ova arkanızdadır.”
Falih Rılkı Atay “Gezerek Gördüklerim”den
Örnek 2: “Yine öyle iri kasketli ve iri belli, iri kara gözlü, kocaman gövdeli dağ gibi adamlar, istasyonda buğday çuvallarını sırtlayacaktı. Bu sinsi yağmur kasımpatıları parlatmıştır. İstasyon bahçesinde masalar, sandalyeler kalkmıştır. Yalnız o ihtiyar akasyalar. Madeni ışıltılar yayarak uzanan raylar arasında kömür toplayan, burunlarını ve bol pantolonlarını çekerek, esmer yüzlerinde beyaz dişlerini göstererek aniden gülüveren çocuklar olacak mıydı? Bir fayton kiralamalıydı. O kemikleri çıkmış sıska atları, eski ve buruşuk körüğü, iki yanında asılı asırlık kandilleri ve tütün sarısı bıyıklarını burup mütevekkil bekleyen sürücüleri görmeliydi.”
Mustafa Kutlu, “Sözün Nihyeti ve Sevdanın Bidyeti” hikayesinden
Betimleme paragraflarında olay, eşya, hayvan, manzara ve insan betimlenebilir. Her varİığm ve kavramın bir resim çizer gibi anlatımı ortaya konabilir. Bu durumda paragraflarda karşımıza çıkan betimlemeler:
1. Olay betimlemesi
2. Eşya betimlemesi
3. Hayvan betimlemesi
4. Manzara betimlemesi
5. İnsan betimlemesi
a. Fiziki betimleme
b. Ruhi (tinsel) betimleme, biçiminde gruplandırılabilir.
Betimleme Paragrafı Örnekleri
Olay betimlemesi
‘Mart başlayalı kırkını geçmiş nice tanıdıklarım hastalandı. Bazılarının bronşiti, bazılarının romatizması azmış. Baharın hastalıkları saymakla tükenmez ki,.. Mart güneşi canlılığı ile çöreklenip yatan bütün yılanları uyandırıyor. Toprağın yeniden gençliğe kavuştuğu bu mevsimde, hava, kuş cıvıltıları ile beraber insan iniltileri ve hırıltıları ile dolu. Dün, neşeli bir kır köşesinde baharın bu iki zıt levhasını yan yana gördüm: Bir tarafta genç hayvanlar oynaşıyor, kuşlar uçuyor; diğer tarafta ise yaşlı hastalar, yorgun iskeletlerin soğumuş kemiklerini güneşte ısıtmakla meşgul. Bahar, bir muhasip gibi, hayata yeni kavuşturduğu mahkûmların sayısını, yaşayanların toplamından çıkartmakta.”
Ahmet Haşim, “Bize Göre”
Fiziki betimleme
“Milly Buck şafak sökerken barakadan çıktı. Sundurmada durarak biran gökyüzüne baktı. Şişman, çarpık bacaklı, uçları aşağı doğru kıvrık bıyıklı, avuçları nasır bağlamış dört köşe elleri olan bir adamdı. Su rengindeki gözlerinde düşünceli bir ifade vardı. Şapkasının altından fırlayan saçları dik dik ve dağınıktı. Bir yandan sundurmada duruyor, bir yandan da gömleğinin eteğini pantolonunun içine sokmaya çalışıyordu. Kemerini çözdü. Tekrar bağladı. Aradan geçen yıllar zarfında Billy’nin göbeğinin ne derece fark ettiğini kemerindeki yıpranmış deliklerden anlamak mümkündü. Havayı iyice kontrol ettikten sonra birini işaret parmağıyla kapatıp kuvvetle sümkürerek burun deliklerini sırayla temizledi. Sonra ellerini ovuşturarak ahıra doğru ilerledi.”
John Steinbeck , “Kırmızı Midilli”den
Ruh betimlemesi
“Giton, dolgun yüzlü, yanakları şişkin, dik bakışlı, kendine güvenir, omuzları geniş, göbekli, bakışı sağlam, yürüyüşü sert biridir. Konuşurken de kendine pek güvenir, fakat karşısındakini hemen hiç dinlemez. Ona sözlerini tekrar ettirir. Mendili kocamandır, burnunu gürültüyle siler, uzağa tükürür, bağırarak hapşırır. Gündüz uyur, derin derin, herkesin içinde de olsa horlayarak uyur. Yemekte, arabada yeri herkesten çok yer kaplar. Gezintilerde hep ortadadır, o durunca durulur, yürüyünce yürünülür. Ona uyar herkes, isterse konuşanın sözünü keser. Fakat onun sözü kesilmez, o istediği kadar söyler ve söylediği kadar dinlenir. Herkes onun düşüncesindedir. Verdiği haberler doğrudur. Oturunca koltuğa gömülür. Bacak bacak üstüne atar, kaşlarını çatar, şapkasını birden arkaya atarsa, bu iddialı, kendini beğenmiş, küstah bir alın ortaya çıkarıyor demektir. Öfkelidir, sabırsızdır, iddiacıdır, şakacı, küstah, inatçı, gevşek, ahlak konusunda zayıftır. Kahkahalarla güler, politikacıdır, gizli işleri vardır, kendini zeki, değerli sanır. Zengindir.”
La Bruyör, Karakterler”den
Hayvan betimlemesi
“Küçük yüzü pek sevimli idi: Pırıldayan, genç, hemen hemen çocuk gözleri ve pembe burnunun ucu görünüyordu. Vücudu, ipek gibi, tertemiz, sıcacık, güzel kokulu, dokunulması ve öpülmesi zevkli bir küme, Ankara yapağısı içinde kayboluyordu. Kulaklarının arasında canlı gözler üzerine bir kurdele gibi dümdüz yerleştirilmiş, siyah bir takke omuzlara atılıvermiş kısa, siyah bir pelerin ve en son, bir yelpaze gibi kımıldanıp duran sorguca benzer siyah bir kuyruk. İşte yeni kedimiz.”
Piyer Loti
Tarih: 2014-03-21 22:00:00 Kategori: Edebiyat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.